Alevi toplumunun kroniklesmis sorunlarinin yeniden ele alinmasi ve bunlarin cözümü noktasindaki girisimler, her ne kadar iyi niyetli cabalar olarak düsünülse de, Alevilerin tümü tarafindan kabullenilmis degildir. Meselenin bir sorun olmaktan cikarilmasina yönelik olarak siyasi iradenin attigi adimlara belirli bir kesim temkinli yaklasirken bir diger kesim Alevilerin Sünnilestirilecegi endisesi ile karsi cikmaktadir. Bu endisenin altinda yatan tarihsel hafiza, sorunlarin saglikli bir sekilde cözülmesinin önünde bazi engeller olustururken meselenin diyalojik bir yaklasimla ve bütüncül bir bakis acisiyla incelenmesini de gerekli kilmaktadir.
Türkiyede siyasi iktidarin Alevi Calistaylari vasitasiyla Alevilerin sorunlarini masaya yatirarak yeni bir acilim baslatmasi, Diyanet Isleri Baskanliginin Alevi toplumu ile iliskisini gözden gecirmesi icin de bir firsat olusturmaktadir. Bu baglamda Alevi toplumuna sunulacak din hizmetlerinde, onlarin taleplerinin yaninda hassasiyetlerinin de dikkate alinmasi, toplumsal uzlasi ve baris kültürünün tesisi cihetinden önemli görülmektedir. Elinizdeki calismada, Alevi köylerine cami yapimindan Kuran kursu acilmasina, dedelik kurumundan cemevlerinin statüsüne kadar Alevi toplumunun din hizmetleri ve din egitimi konusunda yasadigi farkli sorunlar hem Diyanet hem de Aleviler nokta-i nazarindan incelenerek objektif bir bakis acisiyla degerlendirilmektedir.