Ölümü unutmak, ondan kacmak care degil. En yakin ve candan bir dostumuzun cenazesinden bile yeterli ibret alamaz olmusuz. Ne kazmayi sallayan, ne tabutu tasiyan ve ne de ölüyü yikayan haberdar degil yaptigindan. Hareketlerimiz hep ezberden, mekanik bir sekilden ibaret. Eskiler ölümü o kadar uzakta tutmamis ve günlük yasamlarindan kapi disari etmemislerdi. Dogrusu pek de bir sey kaybetmemisler, bilakis kazanmislardi. Cünkü zaman ve mekan tanimayan o davetsiz misafire karsi biraz olsun hazir bulunmakla, ona ansizin yakalanmaktan kurtulmuslardir.