Sedat Peker, yeralti dünyasinin son dönemlerde adindan en cok söz ettiren mafya babalarindan biridir. Diger mafya babalarindan farkli olarak gülümseyen, okumayi seven, ülke meselelerine kafa yoran ve uyusturucu isine hic girmemis bir karakter olarak karsimiza cikar. Susurluk Olayinda hüküm alan ve cezaevine giren bu sira disi karakter, mafya babasi imajini degistiren bir yapidadir.
Sanat ve is, siyaset, ordu ve polisteki sira disi iliskileri onun medyadaki popülaritesini arttirmis ve en cok taninan baba haline getirmistir. Sedat Peker, Öztürkler adinda bir internet sitesi kumus ve burada Türklükle ilgili makaleler yayinlamis, cezaevinde okudugu kitaplari kendi sitesinde takipcileriyle paylasmis ve önerilerde bulunmustur.
Bu okuma listesinde kimler yok ki Paulo Coelho, Mario Puzo, Stefan Zweig, Vedat Türkali, Ernest Hemingway, Sevket Süreya Aydemir, Dostoyevski, Balzac, Trevanian, Yasar Kemal, Zülfü Livaneli... Dedigimiz gibi cok alisik olmadigimiz bir durum bu.
Eger Sedat Pekerin hayatini merak ediyorsaniz ya da yeralti dünyasi, mafya, derin devletle ilgili kitaplar okumayi seviyorsaniz bu kitabi bir cirpida okuyacaksiniz.
Almanyada dogan Rizeli bir ailenin cocugu olan Sedat Pekerin, genc yasta nasil hatiri sayilir babalar arasina girdigine sizler de sasiracaksiniz. Kitapta ayrica görüsleri, hangi davalardan neden hüküm giydigi, konusma tapeleri, kurdugu derin iliskileri, spor ve sanat camiasindaki dostlarini ögrenecek ve onu daha yakindan taniyacaksiniz.
