Tarihsel olani bütün katiligi, cigligiyle roman disi niteliklerini göze batirici bicimde roman olaylarinin icine koymaya özen gösterdim. Roman yapisindaki düssel olaylar; yogun, acili, duygu dokusu icinde gelisirken, kaynayan suya atilmis buz kaliplari gibi somut tarihsel olaylar, kisiler yolunu kesip, birden karsisina dikiliverir okuyucunun. Somut, tarihsel olaylar bitince roman yine kendi cizgisi icine döner.
Tek Kisilik Ölümde; tarihsel anlarda, o anlari kapsayan süreclerdeki yikilislara neden olan kisisel yanlislarin saptanip yansitilmasiyla, özellikle 1940dan sonraki TKP tarihinin önemli kesitleri alinarak bir tür elestirel sema cikarilmistir.
Tarihte kacirilmis firsatlarin getirdigi zarar kolay giderilemiyor. Hele ders alinmasi bilinmemis de, kayiplar üst üste binmisse...
Degerlendiremedigimiz firsatlarin acisini, o günleri yasayarak cekmis birileri olarak bize düsen; neleri, nasil kacirdigimizi acik secik ortaya koyup ictenlikle sergilemektir. Gecmisi cicili boyalarla süsleyip yeni kusaklara gözbagcilik etmek devrime de, demokratik gelismeye de zarardan baska bir sey saglamaz. Tüm cabam, ugrasim bu temel inancima dayanir.
Bu inancin ürünüdür Tek Kisilik Ölüm...