Sovyetler döneminin önde gelen yazarlarindan Mihail Bulgakovun, ölümünden 26 yil sonra yayinlanan bu dev romani, yirminci yüzyil edebiyatinin basyapitlarindan. Ilk yayinlandiginda, sansüre ugrayarak kitaptan cikartilan 80 sayfayi da iceren bu ceviriyi yeniden elden gecirdikten sonra yayinliyoruz. 30lu yillarin Moskovasinda Isanin gercekten yasayip yasamadigini tartisan iki yazarin yanina, gelecegi okuma yetisine sahip biri yanasir. Yazarlarin da geleceklerini okuyan yabanci, birinin yakinda ölecegini, öbürünün de delirecegini söyler.
Woland adindaki bu yabanci, Sovyet toplumunu ziyarete gelmis Seytandan baskasi degildir. Gercekten de, yazarlardan biri kisa bir süre sonra ölür. Delirip akil hastanesine kapatilan öbür yazar ise, orada Usta ile karsilasir. Ustanin Isanin carmiha gerilmesinde büyük rolü olan vali Pontius Pilatusla ilgili romanini ve Margaritaya olan askini dinler.
Aslinda farkli ortamlardaki bütün bu kisileri birbirine baglayan bir sey vardir elbette. Hepsinde Seytanin parmagini bulabilecegimiz son derece ince bir kurguyla birbirine baglanmis öykülerden olusan Usta ile Margaritanin kahramani Wolandla yardimcilarinin ise karismasiyla Moskova, fantastik bir karmasanin icine girer. Bulgakov, keskin kara mizahiyla, Sovyetlerin saat gibi isleyen sistemini parcalar, dagitir. Yazilisindan sunca yil sonra bile güncelligini ve tazeligini koruyan Usta ile Margarita, toplumsal düzenin bir alegorisi.